Ne oluyor?
Yardımseverlik..
MUTLAKA OKU!
Bir de bunu okuyun..
|
||
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Aydın’da konvoyu geçerken ‘Allah cezanızı seçimlerde verecek’ diye seslendiği iddiasıyla gözaltına alınıp daha sonra ailesine teslim edilen 13 yaşındaki M.S.Ö. şok iddiada bulundu. Boynundaki tırnak izi ve kızarıklıkları gösteren M.S.Ö. olayı, “Başbakan Erdoğan elini enseme koydu ve sıktı. ‘Neden yapıyorsun niye dedin’ gibi sorular sordu. Ben de söyledim. Ondan sonra ‘Bırakın gitsin’ dedi. Ama korumalar tartaklayarak aldılar beni. O esnada bir itişme vardı başbakanın eli omzumdayken oldu” dedi. M.S.Ö. ve ailesi savcılığa suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. M.S.Ö. bu sabah saatlerinde ise babası Ahmet Ö. ve avukat Barkan Kalınomuz ile birlikte Aydın Adliyesi’ne giderek, Başbakan Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla savcıya ifade verdi. M.S.Ö. savcılıkça serbest bırakıldı. ERDOĞAN’A ŞOK SUÇLAMA Başbakan Erdoğan’ın seçim otobüsünü durdurtup kendisini korumaları tarafından kargatulumba yanına getirttiğini öne süren M.S.Ö. şu iddialarda bulundu: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAKLAR Başbakan Erdoğan‘a hakaret suçlamasıyla gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrencinin ailesinin avukatı Barkan Kalınomuz, kendisine verilen talimat doğrultusunda Başbakan Erdoğan hakkında, çocuk yaştaki M.S.Ö.’yü ‘darp etmek’ suçlamasıyla Cumhuriyet savcılığına yarın sabah başvuracaklarını açıkladı. “GÖZALTINA ALMA HUKUKSUZ” Bu arada dün Başbakan Erdoğan‘a hakaret ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan diğer iki kişi de savcılıkta ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. |
Ne günlere kaldık..
Mersinli çiftci Mustafa Kemal Öncel’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mersin mitingi öncesinde ‘tedbiren’ karakolda ‘misafir edilmesine’ milletvekilleri sert tepki gösterdi
Anka’ya konuşan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Mustafa Kemal Öncel’e yapılan muameleyi ‘vatandaşın hürriyetine el koymak’ ve ‘millete gözdağı vermek’ diye nitelendirirken “Kimsin de vatandaşın hürriyetine el koyuyorsun, İspanya kralı Carlos musun (muhtemelen İspanya diktatörü Franco), Mussolini misin, Hitler misin?” diye sordu.
CHP milletvekili Ali Rıza Öztürk ise, TBMM’ye konuyla ilgili bir soru önergesi verdi. Önergede “Haberler doğru ise Mustafa Kemal Öncel’in gözaltına alınmasının gerekçesi ve yasal dayanağı nedir? Öncel ’in gözaltına alınmasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile daha önceden bir diyaloğa girmesi ile ilişkisi var mıdır? Gözaltı işlemi Öncel ’in, Başbakan ’ı protesto edeceğine ilişkin bir duyum üzerine mi gerçekleştirilmiştir” soruları yöneltildi..
Rabbim sen nelere kadirsin ..
O şekilde Amerika yolculuğumuz başladı. Ameliyat çok başarılı geçti. Ameliyat saatinde ölüp ölüp dirildik. Çok şükür o kadar çok sevenimiz varmış ki yüzlerce telefon ve çiçek geldi. Sevgili Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız bizi hiç yalnız bırakmadı. Telefonlarımız saniyede bir çalıyordu. Herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi.
One minute, one minute! Olmaz..
Gercekten mi?
Hu huu.. Duydunuz mu Konda‘nın Türkler hakkında yaptıgı arastırmayı? Şimdi efendim, bu araştırma için 6 bin kişiyle görüşülmüş. Türkler ile ilgili ortaya cıkan sonucları şöyle bir sıralayalım;
1) Türkler ” yabancı düşmanı”
2) Ender kitap okur,
3) Kadınları ikinci sınıf olarak görür,
4) Demokrasi konusunda zıt duyguları olan sosyal muhafazakar insanlardır..
Senelerdir yurtdışındaki imajımızı düzeltmeye calısırken ortaya cıkan bu araştırma daha da çok çalışmamız gerektiğini gösteriyor.. İngiliz The Guardian gazetesi anketin sonuçlarını ”tartışmalı” diye nitelendirmiş..
Nasıl olur diyorum.. Gercekten böyle mi Türkiye gerçeği.. İçimden bir ses ” Uyan Meral ” diyor..
Çok yol katetmemiz gerekiyor.. Düzenlemeler , değişiklikler yapılmalı.. Eğitim seviyesi yükseltilmeli.. Yeterli mi ki? Hayır.. Asla değil..
Yine o ikileme düştüm.. Bu ülkenin gerçeği yüzüme vurdu yine.. İşsizlik..
İnsanlar evlerine ekmek götürebilmek için ne kadar çok çalışıyorlar.. Umduklarını da alamıyorlar.. Az bir parayla geçinmek zorunda kalıyorlar..
Ne yapmalı? Ne etmeli? Bu ülkenin insanları hakettikleri kazançları elde etmeli..
Sadece o degil.. Ataerkil toplum yapısı kadına hakettigi yeri vermemekte.. Cinsiyet ayrımı hala günümüzün önemli bir sorunu.. Bu ülkede hala kadınlarımız töre cinayetlerine kurban gitmekte.. Bu konuda da önemli çalışmalar yapılmalı.. Kadın örgütleri bu sorumlulugun büyük bir parçasını oluşturmaktadır.. Aslında burada hepimize görev düşüyor.. Kadınlar istediklerini yapmakta özgür olmalılar.. Neden kısıtlansınlar ki? Mantıklı bir cevapla karsıma birisi gelene kadar bu düşüncemi savunacagım.. Ki boyle bir cevabın var oldugunu da dusunmuyorum.. O yuzden bosuna ugrasmayın..
Bazen o kadar sinirleniyorum ki toplumda klişeleşen bazı düşüncelere.. Yapıyı kırasım geliyor.. Fakat, böyle gelmiş böyle gidecek gibime geliyor.. İstemiyorum aslında.. Bu düzeni değiştirmek istiyorum.. Ama nasıl, ne şekilde?
Yine düşünüyorum. Düşüncelerimde boguluyorum..
GÖNÜLLÜ OLMAK HAKKINDA..
Cüneyt Ülsever’in gönüllü olmak hakkında yazdığı yazıyı çok beğendim umarım siz de faydalanırsınız.. |
Gönüllülük insana dair bir erdemdir. BİR insana veya bir kuruma gönüllü olarak hizmet etmek, insana dair erdemlerin en yükseklerindendir.Kaldı ki biz “komşusu açken uyuyamayan” insanlar olmakla övünürüz. Yardımsever bir millet olduğumuzu sağa sola haykırırız. Köyde imece usulüyle iş yaparız.Ancak, galiba gönüllü olmayı pek sevmiyoruz. Dünya Gönüllüler Günü (03.12.08) münasebetiyle Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı‘nın (TEGV) yaptırmış olduğu “Türkiye’de Gençlik, Gönüllülük ve Sosyal Sermaye Araştırması” sonuçları, gönüllü faaliyetlere gönülsüz olduğumuzu gösteriyor.
1 Kasım-22 Kasım 2008 tarihleri arasında, 15 ilin kentsel bölgelerinde 18-35 yaş diliminde yer alan nüfusu temsil eden 748 genç ile yüz yüze görüşmeler ve 6600 TEGV gönüllüsünün davet edildiği ve 724 kişinin doldurduğu internet anketleri sonuçları şunları söylüyor: Son bir yılda gönüllü faaliyette bulunanlar % 4.8 iken hiçbir faaliyette bulunmayanlar % 95.2! Gönüllü faaliyetlerde bulunanların % 53’ü de haftada 3-4 saatin altında çalışmışlar. Zaten maalesef, 55 ülke arasında gönüllü faaliyetlere katılanların oranına baktığımızda en geride kalan ülke Türkiye! Nüfus içinde 18 yaş ve üstü dilimde gönüllü faaliyetlere katılanların nüfus içinde oranı; ABD‘de % 67.8, İsveç‘te % 56.4, Hollanda‘da % 49.8! Hadi bunlar gelişmiş ve zengin ülkeler diyelim, aynı oran Bosna‘da % 21.3, Kırgızistan‘da % 16, Ukrayna‘da % 13! Bizde ise sadece ve sadece % 1.7! Bir ayrım yapar ve sadece kentte yaşayan 18-35 yaş arası nüfusu ele alırsak oran % 7.7‘ye çıkıyor! Ancak, yine sonunculuktan kurtulamıyoruz. * * * İnsanlarımız gönüllü faaliyetlere katılmama nedeni olarak çeşitli gerekçeler gösteriyorlar, ama zaman ve para en önemli katılmama gerekçeleri! Zaten, deneklerin % 59.4‘ü çeşitli hayır kurumlarına yaptıkları parasal yardımların yıllık 50 YTL ve altı olduğunu bildiriyor. Bağış yapanların % 75‘i de 500 YTL ve altında bir miktarı yıllık bağış olarak verdiklerini söylüyorlar. Gönüllü çalışma yapanların tercih ettikleri alanlar ise eğitim, çocuklar, gençler ve kadınlar. İnsanlar en fazla yaşadıkları çevrenin sorunlarına çare bulmak için gönüllü faaliyette bulunuyorlar. Yeni yetenekler kazanma, yeni insanlarla tanışma diğer gönüllü olma nedenleri. Belirli bir kuruma yardım etme, boş zamanlarını değerlendirme, kendine ihtiyaç duyulduğunu hissetme, iş bulma ve deneyim kazanma da gönüllü olma nedenleri. * * * Gönüllü çalışmayı bir başkası için zaman ve para harcama olarak tarif ederken gönüllü faaliyette bulunanların kendilerine de yeni değerler kattıklarını bu araştırma sayesinde öğrendim. Gönüllü faaliyette bulunanlar kendilerine çok daha olumlu bakıyorlar. Gönüllülük, norm ve değerlere önem vermeme olarak tarif edilen anomi duygusunu azaltıyor. Gönüllüler geleceğe yönelik norm ve değerlere daha fazla inanıyorlar. Gönüllülük, insanımız arasında eksikliği çok hissedilen güven duygusunu da artırıyor. Üstelik, gönüllülerin empati duygusu daha yüksek! * * * Gönüllü olmaya gönül veren insanımız az, hem de pek az! Halbuki, gönüllü faaliyet gösterenler kendileri de kazanıyorlar. Gönüllü çalışmalar alanında göz nurlarımızdan birisi TEGV! Genel Müdürleri Nurdan Şahin nezdinde tüm çalışanlarına bu araştırma ile bizlere yeni bir ufuk açtıkları için çok teşekkür ederim. |